Duvardaki 124 Yıllık Gizem Açığa Çıktı! 'Malatya Fotoğraf Müzesi'nde Ürkütücü Sır Ne?'

Malatya Fotoğraf Müzesi, şimdiye kadar bir milyon ziyaretçiyi ağırlamış olsa da, bu insanların büyük çoğunluğu müzenin duvarlarındaki tüyler ürperten sırrı fark etmedi. 

Youtube Kanalı
Abone Ol

Malatya Haber: Malatya Fotoğraf Müzesi, şimdiye kadar bir milyon ziyaretçiyi ağırlamış olsa da, bu insanların büyük çoğunluğu müzenin duvarlarındaki tüyler ürperten sırrı fark etmedi.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Fotoğraf Müzesi Sorumlusu İrfan Tunay, müzedeki bu gizemi aydınlatarak herkesi şaşırtmayı başardı.2017 yılında açılan ve Asya ile Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük fotoğraf müzesi olan Malatya Fotoğraf Müzesi'nin 1. katında yer alan bir fotoğraf, sıradan gözlerle bakanlar için masum gibi görünse de aslında üzerinde taşıdığı sırla herkesi şok ediyor.

Fotoğrafta üç kişi var, fakat bunlardan biri ölü! İrfan Tunay, bu ilgi çekici detayın, 1900'lü yılların başından 1920'lere kadar devam eden "Ruh" veya "Ölü Fotoğrafçılığı" olarak bilinen korkutucu bir uygulamayı gözler önüne serdiğini belirtiyor.
İngiltere, İspanya ve Amerika'nın belirli bölgelerinde, İspanyol Gribi döneminde zengin ve soylu ailelerin sıklıkla başvurduğu bu yöntemle, vefat eden yakınlarının ruhlarının ve varlıklarının ölümsüzleştirilmesi amaçlanıyordu.Ziyaretçiler bu detayı öğrendiklerinde biraz ürperiyor ve müzenin geçmişiyle ilgili bu karanlık detay karşısında şaşırıyorlar. Günümüzde dahi bazı ülkelerde bu tür fotoğrafçılığın hala uygulanıyor olması, bu eski geleneklerin ve inançların izlerini koruduğuna işaret ediyor.

Bu esrarengiz gelenek, modern çağın fotoğrafçılığına kıyasla oldukça farklı ve çarpıcı bir yan taşıyor. Malatya Fotoğraf Müzesi'ndeki bu asırlık sır, geçmişin bu tuhaf ve ürpertici geleneğine dair önemli bir belge olarak dikkat çekiyor.

Ruh ve Ölü Fotoğrafçılığı
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, ölüm sonrasındaki yaşamla ilgili derin bir merak ve inanış, özellikle Avrupa ve Amerika'da bu tür fotoğrafçılığın yaygınlaşmasına neden olmuştu. Ruh fotoğrafçılığı, insanların vefat eden sevdiklerinin ruhlarının var olduğuna dair kanıt arayışlarının bir yansımasıydı. Ölü fotoğrafçılığı ise, vefat eden kişinin son anlarını "ölümsüzleştirmek" ve aile anılarında canlı tutmak amacıyla gerçekleştirilirdi.

Genellikle bu fotoğraflarda, ölüler hayattaymış gibi konumlandırılır, yanlarında ise aile bireyleri ya da sevdikleri yer alırdı. Fotoğrafların etkileyici ve ürkütücü bir tarafı, ölen kişinin bakışlarının donuk ve hareketsiz olmasıydı, bu da onları dikkatli gözlerle incelendiğinde hemen fark edilebilir kılıyordu.


Özel Haber

Bakmadan Geçme