Sonbaharın Büyüsünde Tarih ve Doğaya Dokunan Bir Gün
Güneş, Arapgir'in kadim tepelerine nazikçe dokunurken 16 kişilik bir fotoğraf tutkunu grubu, kahvaltı etmek için 200 yıllık Millet Han'da toplandı.
Malatya Detay: Güneş, Arapgir'in kadim tepelerine nazikçe dokunurken 16 kişilik bir fotoğraf tutkunu grubu, kahvaltı etmek için 200 yıllık Millet Han'da toplandı.
Bu tarihi mekân, yalnızca sabahın ilk saatlerinde içilen çayın lezzetiyle değil, taş duvarlarına sinmiş yüzlerce yıllık hikâyeleriyle de herkesi büyüledi. Çantalarında fotoğraf makineleri, kalplerinde keşfetme arzusu taşıyan BİLSAM Fotoğrafçılık Atölyesi kursiyerleri, Arapgir'in saklı hazinelerini görmeye hazırdı.
Rehberleri, usta gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Alişan Hayırlı ve Arapgir Belediyesi Kültür Müdürü Mesut Kavas, grubu her durağın ardındaki hikâyeye doğru yolculuğa çıkardı. İlk durak Asım Külah Kişisel Müzesi'ydi. Müzenin her köşesi, Arapgir'in kültürel geçmişine dair ipuçlarıyla doluydu. Ardından tarihi Emiroğlu Konağı ve Mir-i Liva Ahmet Bey Camii'nin mistik atmosferi içinde geçmişin izleri fotoğraf karelerine yansıdı. Kaşkaloğlu Konağı ise grubun objektiflerine bir başka büyülü hikâye sundu.
Öğlen olduğunda BİLSAM kursiyerleri, Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu'nun misafiri olarak yöresel lezzetlerin tadına baktı. Yemek sonrası rota, Arapgir'in gurur kaynağı, Çanakkale Zaferi'nin kahramanı Orgeneral Cevat Çobanlı'nın anı konağına çevrildi. Evin duvarlarındaki her bir fotoğraf, her bir belge, tarihin o zorlu ama onurlu anılarını yeniden canlandırıyordu. Kursiyerler, bu kahramanın hayatına daha yakından tanıklık ettikçe duygusal anlar yaşadı.
Daha sonra sıra, çivisiz ayakkabılarla bilinen el yapımı ayakkabı atölyesine geldi. Türkiye'nin son temsilcilerinden biri olan bu ustanın mahareti, modernleşen dünyanın unutmaya başladığı bir sanatı yeniden hatırlattı.
Arapgir'in merkezinden ayrılan grup, Eskişehir Vadisi'ne doğru ilerledi. Gümrükçü Osman Paşa Camii ve Güğümcü Hüseyin Ağa Camii'ni ziyaret ettikten sonra sonbaharın büyülü renklerine bürünen Tepte Çayı'nın kenarında durakladı. Burada sararmış yaprakların suda oluşturduğu ahenk, doğanın zamansız şiirini resmediyordu.
Gezinin finali, Arapgir'in sembollerinden biri olan Kozluk Çayı ve Kayaarası Kanyonu'ydu. Çınar ağaçlarının altından yürüyen grup, derenin hışırtısı ve sarı yaprakların rüzgârla dans edişi arasında adeta başka bir dünyadaydı. Her adımda makinelerin deklanşör sesleri duyuluyor, bu görsel şölen ölümsüzleştiriliyordu.
Bu eşsiz gezi, yalnızca fotoğraf çekmekle değil, aynı zamanda doğanın ve tarihin birbirine dokunduğu noktalarda insan ruhunu zenginleştirmekle de ilgiliydi. Kursiyerler, sonbaharın büyüsüyle dolu bu anlamlı deneyim için başta BİLSAM ve Belediye Başkanı Cömertoğlu olmak üzere tüm organizasyon ekibine şükranlarını sundular.
Arapgir'in kadim vadilerinde yankılanan kahkahalar ve tarihin sessiz fısıltıları, bu geziyi bir anıdan çok daha fazlası hâline getirdi.