Çiçek: 'Tarihimizin en önemli simalarından birisi Turgut Özal'dır'
Malatya Turgut Özal Üniversitesinde 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal'ın 31. ölüm yıldönümü nedeniyle Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in konuşmacı olduğu 'Turgut Özallı Yıllar' konferansı düzenlendi.
SOn dakika. Malatya Turgut Özal Üniversitesinde 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ın 31. ölüm yıldönümü nedeniyle Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in konuşmacı olduğu “Turgut Özallı Yıllar” konferansı düzenlendi.
Konferansa eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Malatya Valisi Ersin Yazıcı, vali yardımcısı Reşit Özer Özdemir, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, rektör yardımcıları Prof. Dr. İlhan Erdem ve Prof. Dr. Orhan Gündüz, genel sekreter Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, genel sekreter yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Abuzer Yeşil, Malatya İl Emniyet Müdürü Arif Çankal, Malatya İl Jandarma Komutanı J. Alb. Ercan Altun, Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır, Malatya Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Malatya İl Müftüsü Şahin Yıldırım, İl Müftü Yardımcısı Abdullah Bekiroğlu, STK başkanları, il idari amirleri, gazeteci Yavuz Donat, basın mensupları ve çok sayıda akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal için okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ve il müftüsü Sayın Şahin Yıldırım’ın duası ile başlayan anma töreni, Turgut Özal’ın bilgi birikimi ve mesleki deneyimleri, yüksek bürokrasi görevleri, başbakanlık, bakanlık ve başbakanlık süreçleri, dünyadaki dönüşümü çözümleyerek modernleşmeci ama muhafazakâr bir anlayışa sahip yönetim anlayışı ve kişilik özellikleri ile birlikte değişimci ve yenilikçi kişilik özelliklerine yer veren sinevizyon gösterisi ile başladı.
Rektör Prof. Dr. Recep Bentli, “Türk siyasetini "Özal Öncesi Dönem" ve "Özal Sonrası Dönem" olarak adlandırmak, doğru bir yaklaşım olacaktır. Özal; reformist kişiliğiyle ekonomi, iç ve dış siyasette yeni bir dönemi ve yeni kavramları hayatımıza yerleştirmiştir. Onun oluşturduğu zihniyet dönüşümü, daha sonraki dönemlerde de siyasetimize yön vermiş ve Türkiye onun belirlediği ilkelerle yoluna devam etmiştir. Bu durum, çizdiği vizyonun Türkiye için ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir. Bu anlayışla Türkiye kabuğunu kırarak dünya siyasetinde de hak ettiği mevkiye ulaşmıştır. Özal, ekonomik anlamda çok önemli devrimler yapmıştır. 1980 öncesinde ‘yokluklar ülkesi’ olarak nitelendirilen Türkiye'de piyasa ekonomisine geçişi sağlamış ve sosyo-ekonomik alanda birçok tabuyu yıkarak büyük bir dönüşümü gerçekleştirmiştir.” ifadelerine yer verdi.
Türkiye'de Özal'ın baş aktör olduğu yılların dünyanın ekonomik olarak yeniden yapılandığı bir dönem olduğunu belirten Prof. Dr. Recep Bentli, “Özal daha Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı iken Türk Parasını Koruma Mevzuatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyordu. 29 Aralık 1983'te Özal'ın yaptığı en önemli iş, döviz bulundurmayı suç sayan mevzuatı değiştirmek oldu. Döviz ve TL ile birlikte altın ithali ve ihracı serbest bırakılınca, Türkiye gerilemedi aksine ekonomi hızla gelişmeye başladı. Uzun yıllar kimsenin cesaret edemediği bir değişikliği içeren bu karar, Türkiye'nin dünyayla bütünleşmesinin anahtarı oldu ve bütün ekonomik reformların temelini oluşturdu; Türk insanının düşünce yapısını değiştirerek dünya standartlarında çağdaş bir yaşam kalitesini aramaya özendirdi.
Özal’ın sadece iç siyasette değil, dış politikada da Türkiye'yi etkin bir noktaya getirdiğini, ‘hayır’ diyebilen bir Türkiye’nin onun devrinde gerçekleştiğini ve sonraki dönemlerde de bu anlayışın hâkim bir hale geldiğini belirten Rektör Recep Bentli, “Türkiye'nin 1980'den bu yana yaşadığı kapsamlı değişimi Özal'dan bağımsız düşünmek mümkün değildir. Özal, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak dünyadaki küreselleşme sürecinin dışında kalmadı. Özal, geleceği okuyup geleceğin çözümlerini o günden üretmeye çalıştı. Nitekim Doğu Almanya'yı Batı'dan ayıran Berlin Duvarı'nın yıkılacağını da önceden görüp Türkiye'nin dışa açılmasını ve dünyanın gerisinde kalmaması için gerekli reformların yapılmasını planlamıştır. Özal, statükoyu değiştirmeye çalışan bir reformcuydu. Siyasi, askeri ve ekonomik anlamda çok köklü değişimler onun zamanında yapılmıştır.” dedi.
Recep Bentli konuşmasında, “Halka hizmet Hakka hizmettir” anlayışını hâkim kılan merhum Turgut Özal’ın hayatını, halkla birlikte halkın sorunlarını çözmeye, yaşam kalitesini yükseltmeye adadığını, toplumun bütün kesimlerini kucaklayarak ülkemize hoşgörü ve uzlaşma kültürünü kazandırdığını ve Türkiye'nin 1980'li yıllarda yaşadığı ekonomi, altyapı ve zihniyet değişiklikleri, toplum dinamiklerini politik yapıların önüne geçirdiğini belirtti.
Hizmet için siyasete girdik, çok sıkıntı çektik ve çekeceğiz. Siyasetçinin bir bayramlık bir de idamlık gömleği vardır. Biz rahatı seçmedik, ülkeye hizmeti seçtik.’” dedi.
Malatya Valisi Sayın Ersin Yazıcı ise konuşmalarında, “Büyük devlet adamı Malatyalı hemşerimiz rahmetli Turgut Özal’ı anmak için bir araya geldik. Öncelikle rahmetle ve minnetle kendisini yâd etmek ve anmak istiyorum. 1993 yılında Ankara’daki cenaze törenine katılma imkânı da bulmuş birisi olarak rahmetli Özal’ın, büyük devlet adamımızın Türkiye’yi değiştirdiği, dönüştürdüğü, Türkiye’nin adeta ufkunu açtığı, istikametini, yönünü, raylarını değiştirdiği dönemde üniversite öğrencisiydim. 1986 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenciliğim Turgut Özal’ın başbakanlık yaptığı yıllara denk geliyor. O dönem için çok farkında değildik ama bugünlere geldiğimizde 1983’ten itibaren Türkiye’nin nasıl ray değiştirdiğini, istikametini ne kadar büyüttüğünü ve ufkunu ne kadar genişlettiğini daha sonra müşahede ettik. Büyük devlet adamı ama dünyayı yakalamış, dünyanın o günlerde en öndeki bütün teknolojisini, düşünce anlamında her türlü iktisadi ve bilimsel düşünceyi yakalayabilen ve Türk milletine, bu büyük millete bunu kabul ettiren, bu vizyonu veren, yönlendiren büyük devlet adamı. Minnettarız. 24 Ocak kararlarıyla Türkiye’nin ekonomi anlayışı liberal ekonomiye geçişle birlikte siyasette, sosyal alandaki liberalleşme Türk gencinin, Türk insanının çağı yakalama arzusu ve diğer taraftan da tarihten aldığı güçle Türklerin, Türk devletinin, milletinin dünyada var olduğunu ve güçlü olduğunu bir kez daha dünyaya yavaş yavaş gösterdiği ve ispatladığı dönemlerdi Özal’lı dönemler.” ifadelerine yer verdi.
8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ın yaşamına yakından tanıklık eden Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Bir söz vardır: Gençler ümitle, ihtiyarlar hatırayla yaşar. Bizim de hatıra anlatacak noktaya geldiğimizi anlıyorum. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına girdik. Bu birinci yüzyılda bu ülkenin çok önemli kazanımları var. Olanları o günün şartlarında değerlendirdiğimizde Türkiye epey bir mesafe katetti. İnkâr etmeye gerek yok. Emeği geçenlere, hizmet edenlere, her görevde, her sıfatta, her meslek grubunda olanlara şükran borcumuz var.” diyerek başladı.
Birinci yüzyılda olan 3 önemli kazanımın farkında olunmadığını dile getiren Cemil Çiçek, evvela bunun farkında olmamız gerektiğini beyan ederek bu üç önemli kazanımın ilk maddesinin milli mücadele olduğunu belirtti. “Eğer milli mücadeleyi başaramasaydık, Kurtuluş Savaşı’ndan muzaffer olarak çıkmasaydık, bugün burada bu toplantıyı yapamazdık. Bu nedenle en başta, her vesileyle samimi ve kalpten bir şekilde başta Atatürk, silah arkadaşları, gazilerimizi, şehitlerimizi, rahmetle, minnetle anmamız gerekiyor.” dedi. İkinci maddenin Türkiye’nin geçen yüzyılda cumhuriyete kavuşmuş olması olduğunu dile getiren Sayın Çiçek, “Cumhuriyet olmasaydı bu kürsüde konuşan insan belki de bu sıfatla konuşamayacaktı. Cumhuriyet milletimizin en önemli kazanımlarından birisidir.” ifadelerine yer vererek son maddenin ise demokrasi olduğunu belirtti. Demokrasiyi yeteri kadar bilmediğimizin altını çizen Cemil Çiçek, önemli hizmetlerin ve kazanımların varken değerinin anlaşılmadığını, yokluklarında gerek değerlerinin ortaya çıktığını dile getirdi: “Darbeler dönemini hayatında yaşamış biri olarak demokrasinin ne kadar önemli bir kazanım olduğunu bu vesile ile ifade etmek isterim.”
Malatya’da olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Cemil Çiçek, “Siyasi hayatımda Malatya’nın ve Malatyalıların önemi var. Fahri bir hemşerinizim. Bunu yakın dostlarımız bilir. Babamdan sonra benim üzerimde en çok hakkı olan kimdir, deseniz kardeşlerim, dayılarım, amcalarım değil; rahmetli Turgut Özal’dır. Turgut Özal olmasaydı bugün bu konuşmayı yapan insan siyasette olmazdı. Ben 57 senedir devlet ve millet için karınca kararınca hizmet eden bir insanım. Ama bugün sizlere söyleyeceğim şeylerin büyük bir kısmını rahmetli Turgut Özal’dan duydum, öğrendim ve gördüm. Dolayısıyla Turgut Özal Türk siyasetinde çok önemli bir devlet ve siyaset adamı. Bir öğretmen. Bir öğretici. Ne olunca ne olur ya da ne olmaz, onu da hayatında bizlere göstermiş değerli bir devlet, siyaset adamı.” ifadelerine yer verdi.
“Malatya için önemli kazanım olarak 2 üniversitemiz var. Emeği geçenlere ve görev yapanlara teşekkür ediyorum. Biri İnönü Üniversitesi, biri Turgut Özal Üniversitesi. İki isim sizlere büyük sorumluluklar yüklüyor. Bilgi temelli olarak bu insanları anlatamazsak emin olun siyasi çatışma ortamından Türkiye’yi kurtaramayız.” ifadelerine yer vererek “Anlattığımız insanların illa ki doğru yaptıkları, yanlış ve eksik yaptıkları işler var. Turgut Özal’ın yakın arkadaşı, beraber bulunmuş bir insan olarak, onunla beraber geçen ömrümün şükredilecek bir zaman dilimi olduğunu ifade ederek söylüyorum. ” dedi.
“Konumuz Turgut Özal olunca evvela şunu söylemem gerekir” diyen Eski TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, “Yakın siyasi tarihimizin en önemli simalarından birisi bir devlet ve siyaset adamı olarak Turgut Özal’dır. Peki, bu özelliği nereden geliyor? Siyaset arenasında, siyaset meydanında değişik kaynaklardan insanlar siyaset yapmaya çalışır. Bunların bir kısmı yatay geçiş yaparak, başka bir alanda görev yaparken bir gün siyasete girme ihtiyacı olur, teklif vs. alır, gelir siyasete girer. Ama bir kısım insanlar vardır ki Turgut Özal gibi hayatın içinden gelirler. Turgut Özal hayatın içinden gelen bir devlet ve siyaset adamıdır. Hiçbir yere yatay geçiş yapmamıştır. Dişiyle tırnağıyla bir memur çocuğu olarak hayatın bütün zorluklarını da yaşayarak en tepe noktaya kadar gelmiş bir insan. Dolayısıyla hayatında ikbali de görmüş, kahrı da çekmiş birisi. 1987 yılında 8.cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, elinden tutup getirip meclis başkanı yaptığı, elinden tutup siyasete sokarak bakan, milletvekili, komisyon başkanı yaptığı insanların bir kısmı oy vermemiştir. Böyle bir vefasızlığı da görmüştür.” ifadelerine yer verdi.
Devlet için ikinci en önemli kurumun Başbakanlık Müsteşarlığı olduğunu belirten Cemil Çiçek, devletin tüm bilgilerinin bu kurumdan geçtiğini ve adeta bürokrasinin koordinatörlük makamı olduğunu dile getirerek “Bu kurumda da önde gelen isimlere baktığımızda Turgut Özal’ı görüyoruz. Demek ki önemli bir bürokrasi tecrübesine sahip olması Turgut Özal’ı öne çıkaran etkenlerdendir. Zira devleti bilmeden devleti yönetemezsiniz. Özal’ın birinci özelliği budur. İkincisi, Özal küreselleşen bir dünyada dünyayı tanımak lazım gerektiğini düşünen bir liderdi. Geriye dönük devlet ve siyaset hayatımızda görev yapan üst düzey insanlarımızın önemli bir kısmını bu dış tecrübesinin önemli ölçüde eksik olduğunu gördüm ben. Özal da Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’ndan ayrıldıktan sonra Dünya Bankasına giriyor. İşin merkezinde bulunmak ve nasıl döndüğünü anlamaya çalışmak ve Türkiye’nin öyle bir dünyada yeri nedir, ne değildir anlaşılmaya çalışılıyor. Bu tecrübeyi de Turgut Özal yaşamış bir insan. ” ifadelerine yer verdi.
Turgut Özal’ın esas itibariyle bir ideoloji adamı olmadığının iyi anlaşılması gerektiğini belirten Cemil Çiçek, popülist bir adam olduğunun altını çizerek, ideolojik anlayışların bu ülkenin birliğine ve bütünlüğüne zarar verdiğini belirtti. Sayın Çiçek, “Siyasette popülist ve pragmatik bu anlayışı temsil eden kişi rahmetli Turgut Özal’dır. İdeolojik bir yaklaşımla olaylara bakmıyor. Özal’ın belki de iyi anlaşılması gereken noktalarından bir tanesi pragmatik bir insan olması. Dikkat ederseniz Özal’ın hayatında ve konuşmalarında slogana yer yoktur. Özal, slogancı bir adam değildir. Proje adamıdır.” dedi.
Eski TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, “Ben Turgut Özal’dan öğrendim ki siyaset yumruk sıkmak, kaş çatmak değil, el sıkmaktır. Turgut Özal siyaseti el sıkmak olarak anlamıştır. Siyaseti böyle anlamayanlar ülkeye hizmette ağır aksak giderler. Türkiye siyasetinde müzakereci ve münazaracı olmak üzere iki tip siyaset var. Siyasetin özü müzakeredir. Türkiye bu iki tip siyasetçi örneklerini çokça gördü. Ancak Turgut Özal müzakereci bir siyasetçiydi. Özal’ın devlet adamı olarak görev yaptığı dönemlerde Özal’ın kavga ettiği hiç kimseyi göremezsiniz. Hiçbir ağır cümle konuştuğunu da göremezsiniz. Çünkü Özal daha en başında ‘Ben bu memlekete hizmet etmek için siyaset yapıyorum. O zaman herkesi dinleyeceğim.’ dedi. Kavga eden insanlar birbirlerini dinlemezler. Müzakere eden insan herkesten istifade eder ve ortak bir çözüm bulmaya çalışır. Dolayısıyla Özal nasıl bir siyasetçi diye sorarsanız, müzakereci siyasetçi tipinin önde gelen abideleşmiş ve bu müzakereciliği dış dünyada da kabul görmüş önemli bir devlet ve siyaset adamıdır. Bu sadece benim kanaatim değil. Özal ilealakalı yazılan yurt dışında çıkan yayınlara baktığınızda Özal’ın konuşup da ikna edemediği yerli, yabancı hiç kimse yok. Özal’a bir de bu açıdan bakmak gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.
Konferans katılımcılara Vali Ersin Yazıcı ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’nin Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e hediye takdimi ile sona erdi.