Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı Vefa Zamanı Etkinliği

Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı'nın İstanbul-Fatih'teki Ali Kuşçu Mahallesi At Pazarı Meydanı'nda bulunan kendi merkezinde gerçekleştirilen Vefa Zamanı-4 Etkinliğinde Vakfın kurucu Üyelerinden ve emektarlarından hayırsever iş insanları Mehmet Conger ve Rıfat Türkeri'ye Vefa Belgeleri ve vakıf kurulurken kurucu olarak yer aldıkları belgenin tabloları takdim edildi.

Programda konuşan, Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Şener, katılımcılara teşekkür ederek, “Vefa böyle bir şey, beklenmedik zaman da karşılığı olmayan bir duygudur, bir hissiyattır. Vefa, aldığınız bir yardımı, görmüş olduğunuz bir iyiliğe karşı göstermiş olduğunuz yakınlıktan fazla bir şeydir. En önemlisi hiç karşılık beklemeden bir şeyler yapmak ve dokunmaktır. Vefa adam olmanı ön şartı, vefa olmazsa insanlık boynu bükük kalmaya mahkumdur.” dedi.

Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfın kurucularından hayırsever iş insanı Rıfat Türkeri, “Vakfımız hem Pütürge, hem de Doğanyol’umuza ait bir kuruluştur. Hepimiz elimizden geldiği kadarıyla bu vakfımıza sahip çıkacağız., destek sunacağız. Gençlerimize her zaman sahip çıkacağız” dedi.

Programda konuşan diğer bir konuşmacı deprm uzmanı Prof. Dr. Naci Görür idi.  Prof. Dr. Naci Görür yaptığı sohbette, “Benim ismim söylenince insanların aklına deprem geliyor. Bizim memleketimizde deprem denilince, her nedense insanlarımızın, yöneticilerimizin fazla ilgi göstermekten kaçındığı bir konu. Ama deprem bu ülkenin de en büyük gerçeği. Halbuki deprem ekonomiden daha gerçek, ekonomiyi de etkiliyor. Gün geçmiyor ki bu ülke sallanmasın, gün geçmiyorki belirli yerler de az veya çok zarar olsun. Allah’tan büyük depremler öyle her gün olmuyor. Ama olduğu zaman binlerce insanımız ölüyor. İşte daha dün sayılır, 1999 depremi, gerçi 23 sene geçti, şimdi gençler için uzun zaman sayılır, ama 55 saniyede 25 bin insanımızı gömdük. Osmanlı dönemine gitmeye gerek yok, 1939 depremi Erzincan, 30 bin kişi ölüyor, 1942-43 Niksar-Erbaa depremi, 1944, 1957 Abant depremi, 1967 Adapazarı depremi, 1999 Düzce Depremi, 1999 Gölcük Depremi, 2011 Van Depremi ve 2020 Elazığ depremi, sırayla büyük depremleri saydım. 1939 ile 2020 arasındaki büyük depremlerde 100 binden fazla insan ölüyor. Bu belanın içinde sessiz sessiz beklemek olur mu? Neden bu konuda talepkâr olmuyoruz? Neden hükümetten, devletten, yerel yönetimlerden bu konu da istekli olmuyoruz, bu sorunu dile getirmiyoruz? Onu anlamak mümkün değil.” İfadelerini kaydetti.

Etkinlikte Prof. Dr. Remzi Akkök’de yine kendi alanı ile ilgili katılımcılarla sohbet etti.

 

Bakmadan Geçme