Güle güle Musa!
Önceki gün kalp krizi sonucu dâr-ı fenâdan dâr-ı bekâya irtihal eden sevgili kardeşim Musa Kaya’yı toprağa verdik, Allah’a emanet ettik. Hak vaki olduğu zaman ecel ne bir saniye geri ne de bir saniye ileri alınır. Biz ölüme de hayata da iman etmişiz, emri ilahiye teslim olmuşuz. Değil midir ki, topraktan geldik toprağa gidiyoruz, Allah’tan geldik Allah’a dönüyoruz.
Öyle olsa da ani ve beklenmedik genç ölümler sevenleri üzerinde derin bir etki bırakıyor, sarsıcı oluyor. Bayram’da Malatya’da akraba ziyaretleri yapan, depremin tahrip ettiği Malatya’nın yaralı sokaklarını gezip “Ne olacak memleketimizin bu hali” deyip üzülen Musa, bir gün sonra bir otobüs yolculuğunda ruhunu sahibine teslim ediyor.
Beklenmedik bir ölüm, evet aklımızda değildi, “Musa vefat etti” haberi insanda derin bir şok etkisi yaratıyor. Kim bilir belki de “yakıştıramadık”, kim kime ölümü yakıştırabilir ki… Her ölüm acıdır.
Hâlbuki “fani” dünya değil miydi bu alem? Doğum varsa ölüm yok muydu? Son nefesi vermemizin bir zamanı var mıydı? Her an ölüm kapımızı çalacak gibi yaşamamız gerekmez miydi? Hazırlık yapmalıydık her gün kalkarken ya da her gün yatarken, bugün son günümüz diyerek…
Urfa’dan otobüse binip yolculuğa çıkan Musa’nın bu son yolculuğu olduğunu kim bilebilir, kim aklına getirebilirdi? Geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktığını?
Musa’nın resmi görevindeki dürüst çalışmasını, akrabalara düşkünlüğünü, arkadaş canlı olmasını, yardım sever kişiliğini, sorumluluk sahibi olmasını, memleket meselelerine olan duyarlılığını, müşfik babalığını, sevgi dolu hayatını hatırlayınca, işte dedim, demek ki “Musa hazırmış her an bu dünyayı terk etmeye”…
Ölüm meleği her an gelip kapısını çalarsa, ona hoş geldin sefa geldin diyecek gibi yaşıyordu.
Belki Musa hazırdı, ama biz Musa’yı uğurlamaya hazır değildik… Üzüntümüz, ferdayı figanımız, mezarı başında öyle kalakalmamız bundandı belki de… Güçlü olan Musa’ydı, zayıf olan bizdik.
Musa bize bir ağır ders vererek gitti, “Benim ani vefatımdan ibret alınız” der gibi…
Güle güle Musa, biz senden razıydık, senin imanlı ve dürüst hayatına şahitlik ettik. Allah da senden razı olsun.