İstanbul’daki sohbet toplantılarından çıkan iki sonuç: Şeyhlik ve Milletvekilliği
İstanbul seyahatim bu sefer bir hayli bereketli geçiyor. Değerli hemşerilerim ve dostlarımın gösterdiği yakın ilgi ve alaka sonrası yaptığımız iki ayrı sohbet toplantısından önemli sonuçlar çıktı.
Birincisi, sohbet toplantısında Gazeteci Yazar Ahmet Dinç’in teklifi üzerine, oy birliği ile önümüzdeki dönem genel seçimlerde Milletvekili adayı olmam için çalışmalara başlanmasına karar verildi. “Hayır, ben bu makama layık değilim, benden daha ehil adamlar var. Beni bağışlayın” dememe rağmen ısrarla aday olmamı istediler. Kaldı ki annemin bu konuda kesinlikle razılığı yok, annem, “Oğlum eğer milletvekili ya da belediye başkanı olursan sana hakkımı helal etmem. Sen iyi adamsın, bozulursun” dediğini söylememe rağmen, “Biz annemizi razı ederiz” dediler. Ancak sonradan hemşerilerim arasında bazı dostlarım da, milletvekili olursam bozulacağımı düşünerek teklif aleyhine oy kullandılar. Seçimlere daha uzun zaman var, bakalım, Allah sonumuzu hayır eylesin.
İkincisi de, bilindiği üzere “Şeyh uçmaz müritleri uçurur” diye bir söz var. İşte bu söz sohbet toplantısında tecelli etti. Sohbet toplantısına katılan kaligrafi (Hat) sanatçısı hemşerimiz İhsan Ataman ağabeyimizin, beraberinde getirdiği kendisine ait eser olan iki adet beratta (Arapça ve Türkçe) şöyle yazıyordu:
“Şeyh Hasan-i Kündübegî Evladı Şeyh Alişân-ı Malatyevî Hazretleri (Kuddise Sırruhu)”
Böylece Babam Şeyh Hasan’dan mütevellit benim de şeyhliğim resmiyet kazanmış, kamuoyuna ilan edilmiş oldu.
Allah hayırlı etsin. Malatyalı hemşerilerimizle yaptığımız iki adet sohbet toplantısı benim açıdan çok bereketli geçmiş olsun. Allah, İstanbul’daki hemşeri ve dostlarımdan razı olsun.
Not: Bu iki mizahi olay sohbet toplantılarının tabi ki ironi tarafıydı. Esasen çok faydalı iki sohbet gerçekleştirdik. Hem hemşerilerimizi bir araya getirdik, hem memleket hasreti giderdik hem de yeni dostlukların oluşmasına vesile olduk.