Alişan Hayırlı

Toprak…

Alişan Hayırlı

Toprak… 
“Benim sadık yârim kara topraktır” diyor ünlü ozanımız, 
Neden böyle feryat etmiş acaba?
İnsanlardan bezdiği için mi?
Çok çile çektiği için mi?
Hiç dostu olmadığı için mi?
Kim bilir neler gördü, neler yaşadı da bir an evvel toprağa kavuşmak istedi?
Yar; farsça bir kelime, sevgili demek… Ama dost, tanıdık, yardımcı manaları da var. 
Peki, toprak insana yar olabilir mi? Toprak…
Toprak bütün kötülükleri, pislikleri,  hastalıkları, çirkinlikleri içine alan, süzgeçten geçiren, temizleyen yok eden bir özelliğe sahiptir. Toprakla gizliyoruz biz bütün hastalıklarımızı… 
Ayrıca toprak, ruhun ayrıldığı ve sadece bir ceset olan bedenimizi saklar, eritir, temizler ve kendisi gibi toprak yapar. 
Hastalıklardan, çaresiz dertlerden inim inim inleyen canımız, toprak altında derin bir huzura ve sükûnete erer. Artık bütün acılarımız toprağa karışmıştır. Kanserin tek ilacıdır. Dünyada çektiğimiz bütün çileleri unutturan topraktır. 
Bir Çin Atasözü der ki; “Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan toprakla uğraş...” 
Toprak hem bu dünyada hem de öldükten sonra bize huzur verir. Toprağın altında yaşayan insanların hiç gürültü yaptıklarını, kavga ettiklerini, savaştıklarını, dedikodu yaptıklarını gördünüz mü? Mışıl mışıl yatarlar, sonsuz bir sessizlik içinde… 
Tıpkı toprakla uğraşan bir çiftçi gibi… Sabah kalkar, tarlasına gider, çapasını yapar, bohçasını çıkarıp toprağın üstünde azığını yer. Toprak onun hem midesini hem de ruhunu besler. Çalışır, terler, işini bitirir ve kimseye karışmadan tekrar sessizce evine gelir. 
Toprağın üstünde durmak, toprağa basmak… 
Çıplak ayakla toprak üstünde yürümek… Bugün tıbben de tespit edilmiştir ki, toprak insana psikolojik olarak da rahatlama sağlar. Stresini, gerginliğini alır sinir sistemini güçlendirir. Negatif enerjiyi çektiği için başınızı yatağa koyduğunuz andan itibaren derin ve rahat bir uyku çekersiniz. 
Kanserden damar sertliğine romatizmadan astıma kadar pek çok hastalığın sebebi "enflamasyon” denilen sistemi bastırır, azgınlaşmasını önler. Topraklama eksikliğinden kaynaklanan diyabet hastalığına yakalanmak istemiyorsanız mutlaka toprakla tanışın. Kan akımının hızlanmasına vesile olduğu için asla kas ağrıları yaşamazsınız. Toprakta çıplak ayakla yürüdüğünüzde dokulara fazla oksijen taşındığı için kalp krizi, felç, alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskini en aza düşürür. 
Gördüğünüz gibi toprağın böyle mucizevi faydaları bulunmakta… İlaçtan da öte… 
Peki, nerede bu toprak?
Basacak toprak bulabiliyor musunuz?
Bulduğunuz toprak da temiz mi?
Hayır.
Çocuklarımız toprak yüzü görmeden ölecek. 
Ya da öldükten sonra toprak görecek. 
Yazık olacak. 
Toprağımızın üzerini ya betonla örttük ya da kimyasal gübre ve ilaçlarla zehirledik. 
Kokmuyor toprak… 
Teyemmüm bile yapılmaz bu toprakla… 
Aşık Veysel bugün yaşasaydı, gözlerini de açsaydık, ne görürdü, beton görürdü, ya da kimyasal ilaç koklardı, burası toprak değil derdi. 
“Ne yaptınız benim sadık yârime” derdi, oturur ağlar, karalar bağlardı.

Yazarın Diğer Yazıları