Ağaçlar ayakta ölür...
Yasin Övüt
Ağaçlar ayakta ölür!
Yahya Sinvar, 1962 yılında Gazze'de doğdu ve Filistin mücadelesinin özünde yer alan bir lider olarak genç yaşlardan itibaren yoksul bir ailenin çocuğu olarak hayatına başladı. Doğduğu kampta, hayatın acımasız yüzüyle tanıştı; eğitim hayatı boyunca sıkıntılarla dolu bir çocukluk geçirdi. Filistin’in işgal altında olduğu bu zorlu yıllarda, eğitim sisteminin aksaklıkları ve ekonomik yetersizlikler, onun gençlik yıllarını daha da çetrefilli hale getirdi. Ancak Sinvar, bu zorlukların üstesinden gelerek kendisini eğitmeye ve direniş hareketine katılmaya kararlıydı.
Sinvar, Hamas’ın kuruluşunda ve Filistin direnişinde ilk görevlerini üstlenerek, direniş ruhunu taşıyan bir önder haline geldi. Hamleleri ve karizmatik duruşuyla dikkat çekti; genç yaşına rağmen acımasızlıkla tanınan bir lider olarak, mücadeleci ruhunu her daim ön planda tuttu. İlk yıllarındaki bu sert ve agresif tutumu, ona hem destekçi hem de düşman kazandırdı. Filistin halkının içinde bulunduğu çaresizliği anlaması, onun direnişine bir ivme kazandırdı.
Hamas’ın askeri kanadında aktif olarak görev almasının ardından, Sinvar, 1988 yılında tutuklandı. Yirmi yıl boyunca, çeşitli İsrail hapishanelerinde, zorlu koşullara maruz kaldı. Hücrelerde geçirdiği bu süre, sadece bedenini değil, aynı zamanda iradesini de sınayan bir deneyimdi. Zindanların karanlığında, özgürlüğe olan inancı ve azmi, ona hayat verdi. Bu yıllarda yaşadığı acılar, onun karakterini daha da derinleştirirken, Filistin direnişine olan bağlılığını artırdı.
Filistin İntifadası sırasında, Sinvar, genç direnişçilerin motivasyonunu artıran bir lider haline geldi. Özgürlük mücadelesinin simgesi oldu; cesareti ve kararlılığı, birçok insana ilham verdi. Şehadetinden önce, "Diken ve Karanfil" adlı eserinde, yaşadığı çileleri ve mücadele ruhunu derin bir şekilde kaleme aldı. Bu kitap, onun hem şahsi hikayesini hem de Filistin halkının acılarını yansıtan bir eser olarak kayda geçti.
Sinvar’ın şehadeti, Filistin davası için kalbinin attığı her anın bir nişanı olarak tarih sayfalarına kazındı. Dikenler arasında boy veren bir karanfil gibi, Filistin topraklarının direniş ruhunu simgeleyen bir liderdi. Şehitliği, Filistin halkının gönlünde bir kutup yıldızı gibi parlayacak ve geride bıraktığı dava, onun bıraktığı yerden devam edecek. Sinvar’ın şehadeti, Filistin davasına adanmış bir ömrün onurlu bir sonu, ama aynı zamanda direnişin hiç sönmeyen ateşinin yeniden alevlendiği bir andır.
Yahya Sinvar’ın mirası, dikenler arasında açan her karanfilde, özgürlük için toprağa düşen her damla kanda, Filistin’in bağımsızlığına olan sarsılmaz inancımızda yaşamaya devam edecek. O, son nefesini verirken bile Filistin’e duyduğu aşkın ve inancın bir simgesiydi. Hayatı boyunca dimdik ayakta durarak, direnişin sembolü haline geldi. Zeki Bulduk ağabeyin de dediği gibi, ağaçlar ayakta ölür; bu söz, onun azim ve kararlılığının en güzel ifadesidir. Bu dava, onun şehadetiyle daha da güçlenerek, özgürlüğe doğru yol alacak. Yahya Sinvar’a selam olsun.